ygafmin tarafından 5 Eylül 2012 tarihinde Hayata Dair Yazılar kategorisine eklendi.
Yazıyı okuyan kişi sayısı 60 ve yorum yapan kişi sayısı Yorum Yapılmadı.
İncitmeyecek kadar uzak, üşümeyecek kadar da yakın olabilmek..
Eski zamanların dondurucu bir kışından bütün hayvanlar çok etkilenmiş, büyük
kayıplar vermişler. Ama en çok kayıp veren kirpilermiş. Çünkü onların pek çok
hayvan gibi kalın kürkleri yok, kendilerini sıcak tutması zor olan dikenleri
var. Bu durumdan en az zararla kurtulmak için kirpiler meclisi toplanmış,
çözüm aramaya başlamış. Tartışa tartışa, nihayet gece olunca tüm kirpilerin bir
araya toplanmasına, birbirlerine yakın durarak geceyi geçirmelerine karar
verilmiş. Böylece kirpiler birbirlerinin vücut sıcaklığından yararlanacak,
aralarındaki hava tedavülünü önleyerek donmaktan kurtulacaklarmış.
İlk geceki deneyimlerinde bunun işe yaradığını görmüşler. Ama başka bir problem
çıkmış ortaya. Üşüyen kirpiler birbirlerine fazl a yaklaştıklarından yaralanmalar
gerçekleşmiş. Daha sonraki gece yaralanma korkusundan birbirlerinden uzak
durmuşlar, ama bu seferde donmalar meydana gelmiş.
Ne var ki, her gece kâh uzaklaşa kâh yakınlaşa, deneye yanıla birbirlerinin
vücut sıcaklığından yararlanacak kadar yakın, ancak birbirlerini incitmeyecek
kadar uzak durmayı öğrenmişler.
Bizim de uzun dikenlerimiz var.
Bunlar hayata karşı filtrelerimiz.
Bazen faydalı, bazen de zararlı.
Çoğu zaman, kimseleri yaklaştırmıyoruz yanımıza.
Filtrelerimizden elemeden kimseleri sokmuyoruz özel dünyamıza.
Ne var ki, sıcaklık ancak yakınlaşmakla mümkün.
Birbirini incitmeyecek kadar uzak, hayatın soğuk zamanlarında üşümeyecek kadar
da yakın olmayı öğrenmeliyiz.
Aynen kirpiler gibi…