ygafmin tarafından 1 Aralık 2013 tarihinde Genel kategorisine eklendi.
Yazıyı okuyan kişi sayısı 29 ve yorum yapan kişi sayısı Yorum Yapılmadı.
Nasıl yaşamalı ?
Bir şeylerden korkarak mı ? Yoksa özgürlüğün tadını çıkartıp yaptığı veya yapacağı hareketlerden sorumlu bir şekilde mi ? İnsanların ne diyeceği, nasıl bakacağı korkusuyla bir ömür boyu tutsak bir şekilde her zaman kendini kısıtlayarak mı ? Veyahut; kafası rahat, hal ve hareketlerinde bağımsız kendini mutlu eden özgürce bir yaşam mı sürmeli ?
İnsanoğlu her zaman bir toplum baskısı ile yaşayarak kendini kısıtlamaya gitmiştir. Buna bir dur demeli ve gelecekte özgür bir dünya yaşamı oluşturmalı. Temelinde özgürlük olan ancak bunula birlikte bizde olan özgürlüğün başkalarında da olduğunu unutmadan. Kısacası özgürlüğüyle kimseye zarar vermeden yaşamalı. Bu bir kısıtlama değil ortak pay sahibi olduğumuz dünya da güzel bir yaşam sürmek, daha fazla özgür olmak için kullandığımız bir kart olmalı.
Peki bu “Özgür Dünya” anlayışı mümkün müdür ? Devletlerin, bu yönetim sistemlerinin olduğu bir dünya da demokrasi ve özgürlüğün mümkün olma şansı var mı ? İnsanların, konuşan insanların susmaya köşelerinde çekilmeye itildiği sistemde özgür dünya anlayışını getirmek belki de zor bir iş. İnsanları kendi sistemlerine göre yaşatarak daha doğrusu “ Modern Kölelik” ile kendilerine, iktidarın kurallarına uymasına zorlayarak yaşatıldığı sözde demokrasinin olduğu fakat hiçbir zaman adalet kavramının tam olarak işlemediği bir dünyada özgürce yaşamak mümkün müdür ?
Nasıl yaşamalı insan ?
Özgürce, özgürlüğün hakim olduğu, paranın birinci planda olmadığı bir dünya da veya Modern kölelik sisteminde her söylenen söze boyun eğmeye devam ederek mi yaşamalı ? Aslında her insan bu soruya kendi içinde bir cevap veriyor fakat dile getirme konusunda bir sıkıntısı oluyor. Evet şu an belki de bu sistemi değiştiremeyiz gücümüz yetmez fakat geleceğe, gelecek dünya yaşamında özgürce bir adım atabiliriz. Biz içimizde özgür olmalı, ilk önce kendi içimizde ki özgürlük savaşını kazanmalıyız.Platonun dediği gibi “ İnsanın kendini fethetmesi zaferlerin en büyüğüdür”.