ygafmin tarafından 7 Eylül 2012 tarihinde Yazgulu Yazılar kategorisine eklendi.
Yazıyı okuyan kişi sayısı 64 ve yorum yapan kişi sayısı Yorum Yapılmadı.
Aşkı bedenlerimize, çiçekleri parfümlere kurban ettik. Rüzgarın yerini pervane aldı. Sevgi şehvetin tuzağı oldu. Göz yaşlarımızın kalbimizle bağlantısını kopardık.
Ruhumuzu yitirdiğimizin farkına bile varamadık. Gönlümüz gönlümüze esir düştü. Ağlamayı unuttuk çünkü kalplerimiz ölü.
Ölmekten kaçıyoruz çünkü yaşamayı unuttuk.
Kimseyle konuşamıyoruz, kimseyi dinleyemiyoruz çünkü kendimizle kavgalıyız. Sözler kalbimize inmiyor çünkü kalplerimize giden yolları kapatmışız.
Tenlerimiz kalplerimizi esir etti. Aşkından verem olanlar şimdi bir hayal. Artık kıskançlık krizleri geçiriyoruz.
Bulut nasıl ağlar, nar çiçeğini kim boyar,kumrular nasıl kur yapar,bülbüller birbirlerine hangi aşk sözlerini fısıldar, bilmiyoruz anlamıyoruz.
Semaların dilini çözememişsen,sevgi kalbine kılavuz olamamışsa,hala meyveyi ağaçtan, suyu buluttan biliyorsan, nasıl yaşayabiliyorsun dünyada?. Dar gelmiyor mu bu mekan sana? Yüreğini kanatmıyor mu zaman? ….
Yüreğinizde sevgi tomurcukları hiç solmasın!
Aslan Baykara