Kalbimin sana ihtiyacı var…

ygafmin tarafından 4 Eylül 2012 tarihinde Yazgulu Yazılar kategorisine eklendi.

Yazıyı okuyan kişi sayısı 57 ve yorum yapan kişi sayısı Yorum Yapılmadı.

Hemen Başla

Ellerimin sana dokunmadığı bir dünyada yaşamaktan, yalnız sesini duyarak kısıtlı vakitlerde mutlu olmaya çalışmaktan, bedenini ve aklını yanımda hissedememekten yorgun düştüm… Ellerimin sana dokunmadığı bir dünyada yaşamaktan, yalnız sesini duyarak kısıtlı vakitlerde mutlu olmaya çalışmaktan, bedenini ve aklını yanımda hissedememekten yorgun düştüm.  Kurduğum bütün hayaller boşuna, hiçbirini gerçekleştiremiyorum, etrafı sularla çevrili yalnız bir ada gibiyim. Arada bir konan kuşlar da olmazsa, içimde yaşayan bir nefes kalmayacak. Sabretmeyi öğrenmiştim ama bu kadarı beni bile aşıyor. Taş olsa çatlardı diyorum. Zor demek ki aşkı gerçekten yaşatmak..Seninle bunu başarabileceğimize inandım senin için var oldum senin için dayandım ben tüm zorluklara..Ama artık yoruldum gücüm kalmadı..

Bunca yorgunluğun üstüne biraz durup dinlenmek istiyor kalbim. Bir omuza yaslayıp başımı, azıcık soluklanmak, hatta bir ömür boyunca güçlü görünmek adına tuttuğum gözyaşlarımı kollarında serbest bırakmak. İstediklerim aslında o kadar basit ki, belki de bana öyle geliyor. Yaşadığım sıkıntıları üstüne atmak değil derdim. Tam da tersi, bütün hepsini unutmak için sana koşmak istiyorum. Yangın yerine dönen şu kalbimi, aşkınla söndürmek..Öyle uykusuzum ki gecelerdir, bilemezsin. Sensizliğin parçalayan ağırlığından olsa gerek, sürekli uyandığım huzursuz uykulardan, bedenim yorgun düşüyor. Sen gelsen, kafamı koyar koymaz dalıp gideceğim mutlu bir gecenin özlemini çekiyorum.Ellerimizden kayıp giden şu zamanın geri dönüşü de yok üstelik, bundandır kavuşma telaşım.Hayatımı şöyle bir gözden geçiriyorum, ne kadar çok ertelediğim umut var. Seni ertelenmişler listesine koymak istemiyorum. Ne varsa yaşanılacak, tadını çıkarsak!Bazen aklının içine girmek istiyorum. Ne düşündüğünü bilmek, yüreğinin içine sızarak, ne hissettiğini anlamak ve ne öğrendiysem bugüne kadar, hepsini unutarak, seninle yeniden başlamak..Aklım, ruhum sende takılı kalmışken, gündelik hayata uyum sağlamak da zor aslında,bir film karesi, el ele yürüyen bir çift, gördüğüm her ne varsa, kaçışlarıma daha çok itiyor beni.Gün olur da usanırsa kalbim, bu uzun ve hiç bitmeyecek bekleyişlerden diye korkuyorum. Senden ayrılmak dert değil, kapatırız bir gece yarısı telefonları, kendimizi bitiririz birbirimizde. Sonra ne olur? Aklım ayrılığı kabullense de, başka bir ten tenime değdiğinde, yüreğim yine ihanet sayar bir yabancının gözlerime bakan gözlerini. Sana ait olmaktan vazgeçmem için, kalbimin bunu kabullenmesi gerekir, yoksa mantığım bitti diye çığlık atsın, ne fayda? Senin adını söylersem sevişirken, gittiğim yerde bir kitap görür ve seni aramak istersem ya da en sevdiğim şarkı çaldığında aklıma yine sen gelirsen, gerçekten senden ayrılmış sayılır mıyım?Sevdiğim, serin bir yaz gecesinin ortasında gelsen, hiç haberim olmadan, ansızın çalsan kapıyı, karşımda seni görünce gözlerim ışıldasa, sessiz bir çığlık atsam içimden, dakikalar boyunca sarılıp kalsak o kapının önünde.Ellerimiz kenetlense birbirine, hatta vücudumuz, sabaha kadar sarmaş dolaş uyusak yalnız rüyalara inat. Sen artık gelsen sevgili çünkü bu kalbimin sana ihtiyacı var…

Konuya ait etiketler

Görüşlerinizi bize yazın