ygafmin tarafından 4 Eylül 2012 tarihinde Yazgulu Yazılar kategorisine eklendi.
Yazıyı okuyan kişi sayısı 56 ve yorum yapan kişi sayısı Yorum Yapılmadı.
Bir zamanlar bir kasabada yaşayan beş insan değişiksebeplerden dolayı çok mutsuzlarmış.Bunlar; kendisine kalacak bir oda bulamayan genç bir kız, muslukçu banyosunu tamir etmek istemediği için neşesi kaçan yaşlı bir pansiyoncu bayan, ayakkabısını tamir etmek için kösele bulamayan ve az önce adı geçen muslukçu, canı pirzola yemek isteyen fakat pahalı olduğu için onu satın alamayan bir kunduracı, intihar etmeye karar veren bir kasap.
Kasabın intihar etmeye karar vermesinin sebebi şuydu; sevgilisine evlenme teklifinde bulunmuş ama sevgilisinden şu cevabı almıştı: \’\’Bana bugüne dek hiç görmediğim kadar güzellikte bir cezve bulup getirirsen teklifini kabul ederim\’\’.Oysa ki bu küçük kasaba\’da ki cezvelerin hemen hepsi birbirinin aynıydı.Şekilleri, renkleri hatta boyları bile aynıydı.Onun istediği güzellikte bir cezve bulmak imkansızdı.
Bu kasabada bir kişi daha yaşıyordu.Ona kasabanın iyilik meleği derlerdi.Şu koca kasaba\’da onun iyiliğini görmeyen kimse kalmamıştı.O gün iyilik meleği zat karşı kasaba\’da ki dostuna kendi elleriyle yetiştirdiği en değerli çiçeğini alıp gitti.Onu karşılayan dostu bu hediyeyi çok beğendi ve ona aylar süren çabalarıyla yaptığı eşi benzeri görülmemiş güzellikteki cezveyi hediye etti.Hayatı boyunca görmüş olduğu cezvelere hiç mi hiç benzemeyen bu cezve\’nin güzelliği ve estetiği adamcağazı alıp bambaşka diyarlara götürdü adeta.Adamcağız kendine geldiğinde cezveyi alıp sepetine koydu, ve kasabanın yolunu tuttu…
Kasabanın girişinde, ilkin kaldırıma oturmuş, kiralık bir oda bile bulamayan genç kızı ağlarken gördü.Hiç birşey sormadan ve hiç düşünmeden, \’\’Bu onu keyiflendirir belki\’\’ diyerek sepetine koyduğu ve dostunun hediyesi olan cezveyi genç kıza verdi.Genç kız şaşkın olsada bu durum karşısında gerçektende neşelenmişti.Ömründe ilk defa bir hediye alıyordu.Genç kız cezveyi evirip çevirip incelerken aklına parlak bir fikir geldi.
Cezveyi alıp az önce odalarından birini kiralamak istediği halde kendisini geri çeviren pansiyoncu yaşlı kadına götürdü ve hediye etti.Kadında ömründe ilk defa gördüğü cezveyi çok beğendi ve kızın odayı kiralamasına izin verdi.Yaşlı kadın da cezveyi dikkatle incelerken onunda aklına parlak bir fikir geldi.\’\’Bunu muslukçuya verirsem belkide pansiyonun banyosunu tamir eder\’\’ dedi kendi kendine…Doğruca muslukçuya gitti, cezveyi ona uzattı.muslukçuda güle oynaya kadının banyosunu tamir etti.Muslukçu evine giderken kunduracının önünden geçiyordu.Birden Muslukçunun aklına parlak bir fikir geldi.\’\’bu cezveyi kunduracıya verirsem….\’\’diye.Cezveyi kunduracıya verdi.Kunduracı da ayakkabılarını özenle tamir etti.Kunduracı cezveyi nereye koyacağını düşünürken , onun da aklına parlak bir fikir geldi ve cezveyi kaptığı gibi kasabın dükkanına gitti.\’\’Bana bir kilo pirzola verirsen bu senin olur\’\’ dedi.Kasap kunduracının elindeki cezveyi görünce az daha sevinçten düşüp ölecekti.Değil bir kilo pirzola, koca bir sığırı bile verebilirdi, onun için…Kunduracıya pirzolayı verdi Cezveyi alan kasap sevdiği kızın evinin yolunu tuttu.Bu cezve sayesinde ve bir insanın yaptığı ufacık bir iyilikle hem herkes dilediğine kavuşmuştu hem hepside mutlu olmuştu hemde bir insana verilen değerin nasıl güzellikler doğurduğunu görmüş oldular…Bu arada kasap ta sevdiği kızla evlenerek muradına erdi ve intihar etmekten de kurtuldu…
(hikayenin kişileri sadece alıntı yapılmıştır ve hikaye tamamen bana aittir…)
Nilgün Çağlayan