ygafmin tarafından 21 Eylül 2012 tarihinde Şiirler kategorisine eklendi.
Yazıyı okuyan kişi sayısı 48 ve yorum yapan kişi sayısı Yorum Yapılmadı.
İstanbul! …..
Onca şaheseri betonlar yutmuş! …
Gel de kahrolma be şirin İstanbul
Geçmişi insanlar çoktan unutmuş! ..
Gel de iç geçirme şirin İstanbul
Seyretmek ne mümkün! . Artık denizi
Mimar Sinan’ın da kaybolmuş izi
Keşke duyan çıksa şu sesimizi
Gel de iç geçirme şirin İstanbul
Artık kucak açma! .yetmez kolların
Bak tıkanmış geçit vermez yolların
Bunca meyvaları çekmez dalların
Gel de iç geçirme şirin İstanbul
Kirlenmiş denize baktım limandan
Gök yüzü görünmez pustan dumandan
Rahat uyur mu ki? .. Fatih kumandan
Gel de iç geçirme şirin İstanbul
Yeşil tepelere beton dökülmüş
Ağaçlar sökülüp kolon dikilmiş
Bu yükün altında belin bükülmüş
Gel de iç geçirme şirin İstanbul
Çeşmelerden akan suyun içilmez
Bir uçtan bir uca o gün geçilmez
Yıkılan esere paha biçilmez
Gel de iç geçirme şirin İstanbul
Avcılar sarmış dört bir yanını
Yarasalar dolmuş içer kanını
Kaçanlar kurtarır burdan canını
Gel de iç geçirme şirin İstanbul
Taş ve toprağını altın yapanlar
Talana göz yumup oyu kapanlar
Hani nerde şimdi sana tapanlar?
Gel de iç geçirme şirin İstanbul
Kimine bol verip çok azdırırsın
Bazen yalın ayak aç gezdirirsin
Yaşanmaz olmuşsun can bezdirirsin
Gel de iç geçirme şirin İstanbul
Köyü kasabayı hepten terk ettik
Telafisi olmaz bir hata ettik
Senin suçun yok ki! ..Bizler kirlettik
Gel de iç geçirme şirin İstanbul
Uğur Yeniler