ygafmin tarafından 22 Eylül 2012 tarihinde Şiirler kategorisine eklendi.
Yazıyı okuyan kişi sayısı 55 ve yorum yapan kişi sayısı Yorum Yapılmadı.
yaa Yazar seval
Günler, kızgın küller gibi bütün
duygularınızı kavurup öldürerek mi geçiyor
üzerinizden? Arzuyla dudağınızı ısırdığınız olmuyor mu
hiç, Bir müzik sesiyle şöyle bir koltuğunuzda
doğrulduğunuz.. Aniden bir yaz yağmuru gibi
boşanıveren sebepsiz sevinçlere inanmıyormusunuz? Bir
ağaç gölgesinde bir an durmak,bir akşam üstü denize
baktığınızda bu sonsuz suların kıpırtısına şaşmak yok
mu artık? .. Elele tutuşmak, bir avucun bir başka
avuca dokunmasının yarattığı ürperti de hayal
hanesinde kendine bir yer bulmuyor mu? .. Bittimi bu
macera, çekildiniz mi hayattan? .. Hayatın sizin
bulunmadığınız yerlerde yaşandığına mı inanıyorsunuz,
daha bitmeden bitirdiniz mi her şeyi? .. Yorgun
ruhunuz yeni coşkular için hazır hissetmiyor mu
kendini? Delirdiniz mi siz? Şu köşe başında karşınıza
ne çıkacağını ne biliyorsunuz? .. biliyorum genellikle
köşe başlarından açlık,acı ve ölüm çıkıyor karşınıza
ama kimbilir, belki eski bir dosta, belki güzel bir
kadına, belki okunmuş kitaplar satan bir sahafa da
rastlayabilirsiniz… Bir piyano sesi duyabilirsiniz..
Ya da bir Rumeli türküsü açık bir pencereden… Bir
söğüt ağacı görebilirsiniz çocukken kabuğundan düdük
yaptığınız.. Dans adımlarıyla yürüyen bir çift bacak
geçiverir önünüzden… Bir oğlan bir ıslık
çalabilir… Hatta siz bile çalabilirsiniz… Ne
sevinci, ne hayatı, ne eğlencesi para yok ki
diyorsanız eğer ve eğlenmek için paranın gerekliğine
bu kadar inanıyorsanız, emin olun paranız olduğunda da
eğlenemezsiniz… Para eğlenmeyi çeşitlendirir sadece
ama eğlenceyi yaratamaz…Öpüşmek parayla değil…
Şarkı mırıldanmak parayla değil… Acaba o şimdi ne
yapıyor diye düşünmek parayla değil… TV’de iyi bir
film seyretmek parayla değil… Sizin için demlenmiş
bir bardak çayı, bu benim için yapıldı diye neredeyse
gururla alıp, bardağı ince belinden sıkıca kavrayıp
içmek parayla değil. Bir tabak semizotunu sevinçle
paylaşabilirsiniz ve hiç bir pahalı lokantada
bulamayacağınız bir tat alırsınız, eğer bir tabak
yemeği paylaştığınız, paylaşmak istediğiniz insansa.
Hayat diye bir şey var… Sadece sizin olan.. Sadece
size ait, içinde sadece sizin gördüğünüz çiçekler
açan, yalnızca sizin müziklerinizin çaldığı bir bahçe
var.. Sokmayın oraya öyle herkesi..Çiçeklerinizi
başkalarının çapalamasını beklemeyin.. Şarkılarınızı
başkalarına söyletmeyin.. Anladık ahmaklıklar oluyor,
aptalca kararlar veriliyor, hepinizin hayatından bir
şeyler çalınıyor, hayallerinizi teker teker
buduyorlar, ümitlerinizi öldürüyorlar, çaresiz
bırakıyorlar sizi.. Yenildiniz belki de, yenilginin
ağır yaralarını taşıyorsunuz ruhunuzda ama gene de bir
hayatınız var sizin, sadece size ait bir bahçeniz,
durup soluklanacağınız, yaralarınızı yıkayacağınız,
çiçeklerini seyredebileceğinizbir bahçe… Soğukta bir
bira içebilirsiniz…Bir ağacın gölgesinde
durabilirsiniz bir an… Sabaha karşı uyanıp her ay
yeniden doğan hilale bir bakabilirsiniz… Çok
sevdiğiniz bir kitabı bir daha karıştırabilirsiniz…
Aşık olabilir ya da aşık olmayı
düşünebilirsiniz…Sevdiklerinizi özleyebilir ve bir
gün yeniden kavuşabileceğinizi hayal edebilirsiniz…
Geceleri ağaçların daha değişik koktuğunu fark
edebilirsiniz… Yeni bir salata icat edebilirsiniz…
Sevgilinizi çırılçıplak soyup evde öyle
dolaştırabilirsiniz… Saçlarınızı her zamankinden
daha değişik kestirebilir, evinize bir gün de başka
bir yoldan gidebilirsiniz… Alışkanlıklarınızı
değiştirmek için kendinize karşı müthiş bir savaş
açabilirsiniz. Hayat diye bir şey var, her zaman size
keşfedilecek geniş alanlar bırakan, ne kadar
yaşarsanız yaşayın daima bilmediğiniz, kuytularına
sokulamadığınız bir hayat, sadece size ait bir hayat.
Biliyorum dertler çok,ahmaklıklar yapılıyor,
sıkıntılar bitmiyor, günler birbiri ardına buruşup
eskiyor, Yorgunsunuz, belki yeniksiniz. Teslim mi
olacaksınız peki? Hayal kurmayacak mısınız, Çılgınca
sevişmeyecek misiniz, Bir daha öpüşmeyecek misiniz,
Ağaçlara bakmayacak mısınız, Denizlere şaşmayacak
mısınız, Ani ve sebepsiz sevinçlere inanmayacak
mısınız, Bir tabak semizotunun tahmin edemeyeceğiniz
kadar lezzetli olabileceğini hiç düşünmeyecek misiniz,
sizin için demlenmiş bir bardak çayı bardağı belinden
kavrayıp içmeyecek misiniz…. Delirdiniz mi siz?
Hayat diye bir şey var, evet orada, elinizin hemen
yanında duruyor.’