ygafmin tarafından 3 Eylül 2012 tarihinde Sevgiliye Mektup kategorisine eklendi.
Yazıyı okuyan kişi sayısı 55 ve yorum yapan kişi sayısı Yorum Yapılmadı.
İşte gidiyorum kafamı taşlara vururcasına gidiyorum
Duvarları yumruklarcasına işte gidiyorum hayalini birer cam misali parçalarcasına gidiyorum bilebile göz göre ğöre hayatımı yıkarcasına sensiz üzerime gelir oldu kalın duvarlar sensiz yabancı oldu Konya da büyüdüğüm o esrarengiz sokaklar gidiyorum ve bir daha dönmeyeceğim çıkmıyorum artık meyhaneden düşürmüyorum sardığım üçlü cığaramı elimden bu günlerde hiç de sevme digim şeyleri yapıyorum hayalini karşima alıp kadeh tokuşturuyorum her gece sardığım üçlü cığaram da içime çekiyorum seni her duman alışımda o esrar yeşili gözlerini anımsıyorum yeter ulen yeter, yeter kaybolup ğitdigim saclarının karasında sensiz şimdi bu gönlüm sanki mayın tarlasında akbabalar üşüştü yalnız kaldım akbabalar üşüştü yalnız kaldım çakal sürüleri arasında gelip te kurtarmaya gücün yeter mi bilmiyorum şimdi bin bir boşluk içinde hızla yere çakılıyorum kolum kanadım kırık çöl rüzgarına saldım kendimi ordan oraya savruluyorum şimdi her şeye rağmen her şeye inat seviyorum seni hayata inat istemiyorum hiçbir sevinci ELVEDA hayatımın kadını derken oysaki çoktandır hayat kadını olan sevğilim ELVEDA…ELVEDA bir zamanlar bir fotorafını bile benden esirgeyip te şimdi içki masalarında meze olan kadın ELVEDA. ELVEDA uğruna ölümü bile göze alacak kadar sevipte sırtımdan kahpece vuran kadın ELVEDA
şimdi BEN sana
farklı bir yerden farklı bir zamandan farklı bir mekandan sesleniyorum giderken
yanım da umutlarımı ve hayallerimi de götüreceğim inat ya öldüğüm de bile seni
kendim le beraber gömeceğim ELVEDA.
ELVEDA sana ELVEDA
ELVEDA
ömer bektaş