Göreceksin!

ygafmin tarafından 3 Eylül 2012 tarihinde Sevgiliye Mektup kategorisine eklendi.

Yazıyı okuyan kişi sayısı 52 ve yorum yapan kişi sayısı Yorum Yapılmadı.

Hemen Başla

Sen Var mıydın?

İnanamıyorum, sen var mıydın? İnanamıyorum bir türlü. Tuttuğum ellerin miydi? Öptüğüm dudakların mıydı? Kim bilir? Belki de yoktun hiç, ben bir rüya gördüm ve uyandım. Her şey ansızın silinecek zihnimde. Ne saçların kalacak ortalıkta dağınık, ne gözlerin. Yine kahredici yalnızlığıma dönüyorum.

Senden hiç ayrılmamak vardı. Zamanı durdurmak, bütün saatleri parçalamak vardı. İsyan içindeydim. Neydi bu çaresizlik? Bizi çepçevre saran bu dört duvar neydi? Mademki benim olmayacaktın neden karşıma çıkıverdin? Zaman her şeyin ilacı. Biliyorum ama nasıl dayanırım buna? Ne kadar? Nereye kadar?

Bana kızıyorsun, seni sevdiğim, bırakamadığım için. Kızmakta haksızsın sevdiceğim. Kızılacak şey değil sevmek. Seven insanın bir suçlu gibi ezik olması neden? İnsan olarak aşktan başka övünecek neyimiz kaldı? Erdem yalan söylemek mi? Yoksa zayıfın en güçsüz anında ırzına geçmek mi erdem? Yalnız sofular mı namuslu bu dünyada?

Ayrılık diye bir şey yok. Bu bizim yalanımız. Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var. Şimdi nerdesin? Ne yapıyorsun? Bir şarkı tutturmuşsun.. İlk kez sözlerini gerçekten anlayarak dinliyorsun. Dinlerken beni hatırladın, değil mi? Öyleyse ayrılmadık. Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz.

Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam, seni özlediğim içindir. Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni; seni beklediğim içindir. Yaşıyorsam, hala umudum var demektir. Seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki!

Gittin değil mi, bıraktın beni bir başıma. Duvarlar üzerime yıkılıyor. Gözlerim telefonu bıraktığım yerde. Belki yine ararsın diyorum. Bir mesaj sesi ya da cevapsız bir çağrı duyuyorum. Sen değilsin, biliyorum ama yine de bir ümit var içimde vazgeçemediğim.

Gün oluyor, seni unutabilmek için bu şehirden çok uzaklara gitmek istiyorum. Gün oluyor, anlıyorum senden ve bu şehirden kaçmanın faydasızlığını.

Ne seni unutabiliyorum, ne senden kalanları. Bir kurşun atımı uzaktasın benden, biliyorum ve ciğerlerime saplanmış bir kurşun gibisin hala. Seni çıkarıp atmak da elimde değil, sana gelmek de. Gelebilsem ne değişecekti ki? Sevinecek miydin gelişime? Gözlerinin içi gülecek miydi? Hiç konuşmadan “ ben de seni özledim” diyebilecek miydin? Hayır, değil mi? Öyleyse hiç gel demeyeceğim sana. Böylesi daha iyi.

Anladım artık beni sevmiyorsun. Sevdiğini sanmakla yanılmışım. Zaten çirkin bir adamım ben, sinirliyim, fazla hisliyim. Beni sevebileceğini düşünmemeliydim. Suçluyum, zayıf, bencil bir adamım.

Bu yüzden sana sitem etmeyeceğim artık. Bütün suç benim. Seni bu kadar sevmemeliydim. Şu köhne ve utanmaz dünyada ne bir kimse bu kadar sevilmeye değer, ne de bir kimsenin bu kadar sevmeye hakkı var.

Kendimi ne sanıyorum? Ben neyim ki? Sus cevap verme. Teselliye ihtiyacım yok.

Seni bu kadar sevmenin cezasını kendime ödeteceğim. Göreceksin!

Konuya ait etiketler

Görüşlerinizi bize yazın