ygafmin tarafından 13 Eylül 2015 tarihinde Sevgiliye Mektup kategorisine eklendi.
Yazıyı okuyan kişi sayısı 113 ve yorum yapan kişi sayısı Yorum Yapılmadı.
Merhaba eski ama hiç eskimeyen sevgilim.
Sana hala neden yazıyorum bilmiyorum ama yazasım geldi işte. Buna ihtiyacım var sanırım. Ama inan ne diyceğimi ne yazıcağımı bile bilmiyorum. Acaba su an ne yapıyorsun. Nöbettemisin yoksa yatıyormusun? Bazen çok merak ediyorum seni. İyimisin değilmisin? Keyfin yerindemi? Alıştın mı oralara? Özlüyormusun buraları? Aklımda deli gibi sorular. Ama hiçbirine cevap bulamıyorum. Senden habersiz anlamsızca yaşıyorum işte. Biliyorum sana yazmam hata, seni düşünmem hata, seni özlemem hata ama ben bile isteye yapıyorum bu hataları. Bazen diyorum ki sil artık onu. Yazma ona, girme profiline bakma fotoğraflarına. Ama yapamıyorum. Canımın acıdığını bile bile seninle ilgili olan hiçbirşeyden vazgeçemiyorum. Ama merak etme ben iyiyim. mesela gülebiliyorum, mutluyum. ağlamıyorum da alıştım yani yokluğuna. Zor oldu ama alıştım. Sadece böyle bir an geliyor beynimin içine giriyorsun bir anda. İşte tam o an içim sızlıyor. Canım acımaya başlıyor. Senin başkasıyla mutlu olduğunu düşündüğüm her an canımdan can gidiyor sanki. Benim yerime o kızın sana aşkım demesi seninle ilgili durumlar paylaşması, soyadını soyadı gibi sahiplenmesi zoruma gidiyor. Biliyorum artık seni ilgilendirmiyor diyceksin ama elimde değil işte. Seninle ilgili olan herşey ister istemez dokunuyor yüreğime. Bugün benden gidişinin 5. ayındayım. Tam 5 aydır eskisi gibi rahatça nefes alamıyorum, eskisi gibi mutlu olamıyorum. Olsam bile bi yanım hep eksik kalıyor. Hayatı deli dolu yaşıyan, hep gülen hiçbirşeyi kafaya takmayan o hırçın inatçı kızdan eser kalmadı. Yani sevdiğim ben tam 5 aydır ben olmaktan çıktım. Bazen kim olduğumu bile unutur hale qeliyorum. Bana ne oldu bilmiyorum ama sen tüm dengemi bozdun.
Düşünüyorum da geri gelsen istermiyim diye ama ben onun bile cevabını veremiyorum. Sen bana öyle birşey yaptın ki varlığında yokluğunda acıtıyor canımı. Sen nasıl bir acısın böyle. Seni her içime çektiğimde ölüme biraz daha yaklaşıyorum sanki. Ben aylarca baktığım her erkekte seni gördüm, dokunduğum her insan da seni hissettim. Bu nasıl bi duygu biliyormusun? Hayır bilmiyorsun. Çünkü sen kendinden başka kimseyi dusunmeyen umursamazın tekisin. Sen herseyi kolayça silip, unutabilen iğrenç bir varlıksın. Ben seni deli gibi severken, gidiceksin diye canım acırken sen istemesende artık, sevgilim olmasanda ben seni dönene kadar bekliycem diye düşünürken meğerse sen bir zamanlar hiç sevmiyorum dediğin kıza yüzük takmış ona sarılıp beni bekle diyormuşsun. Duyduğumda kulaklarım sağır olmuş, beynim durmuştu sanki. Yutkunamıyordum bile. O an ki acıyı hayatım boyunca hiç yaşamamıştım ben. Hani ben senin herşeyindim. İnsan herşeyinden vazgeçebilir mi? Geçemez.. Peki sen nasıl vazgeçtin benden? Ben herşeyin olabilmek için herşeyimle gelmiştim sana. Kalbimle, yüreğimle tüm benliğimle sevmiştim seni. Peki sen buna karşılık ne yaptın? Bana acıdan yıkımdan başka ne verdin? Şimdi diyceksin ki ayrılan sendin. Evet bendim ama yanıldığın bir yer var. Ben ilişkiyi bitirdim sen ise bizi! Ama biliyormusun artık üzülmüyorum. Çünkü artık kendime layık olanı seçebiliyorum sayende. Bir insanın gözlerine bakıp kalbini görebiliyorum her seferinde. Eskisi gibi değilim yani. Bak şimdi yerini başkasi aldı. İkimizde farklı bedenlerde yaşıyoruz artık. Hani bizi tekrar bir araya getirebilecek mucize denen şey varya? Hıh işte biz o mucizeyi kaybettik. Başımız sağolsun. Ben senin doğrundum ama sen doğru olanı değil geçerli olanı seçtin. Simdi sana sectiğin yolda mutluluklar diliyorum. Ama unutma sevdiğim. Herkesin dünyası kendi gördüğü kadardır…
Zehra Kırıcı