ygafmin tarafından 4 Eylül 2012 tarihinde Hayata Dair Yazılar kategorisine eklendi.
Yazıyı okuyan kişi sayısı 58 ve yorum yapan kişi sayısı Yorum Yapılmadı.
Tolstoy’a, “Nasıl mutlu oluyorsunuz?” diye sorduklarında şu cevabı vermiş: “Sahip olduğum şeylere sevinerek, sahip olmadıklarımı hiç düşünmeyerek. ” Sanırız kitabımızın sonunda söylememiz gereken şeyi baştan söylemek, okuyucunun kitaptan beklentilerine bir açıklık getirecektir. W. James, “Bunun böyle olduğunu kabul edin, onları böyle kabullenmek talihsizliğin sonuçlarına katlanmanın ilk adımıdır.” der. Mutluluğa giden yol sıkıntıları ve olumsuzlukları benimsemekten geçer. Çünkü mutluluk asla kendi başına bir şey değildir. Sokrates’in de dediği gibi, “Mutluluktan söz ediyorsak, mutsuzluktan da söz ediyoruz demektir.” Peki mutluluk hayatın yegane amacı mıdır yoksa bir amaca giderken yanımızda taşımamız gereken en önemli araç mıdır? Cevap hem ikisidir, hem de hiçbirisidir. Zira her şekilde karşımıza çıkan ya da yitirdiğimiz bir şeydir ara sıra. Pek çoğumuzun bildiği küçük bir kedi öyküsü vardır: Mutluluk; denge, düzen, ölçü ve uyumla sağlanmaktadır. Denge, düzen, ölçü ve uyum bireyin ya da bir toplumun ruh sağlığı için temel olan ilkeler olarak kabul edilmektedir. Öyleyse ahlak, ruh sağlığı ve bilim açısından mutluluk sağlayan davranış ve tutumun dengeli, düzenli, ölçülü ve uyumlu olması gereklidir. Bu da insanın bilgili olması demektir. Başka bir deyişle mutlu insan özgürce davranabilecek bilgiye sahip olan, bu bilgiyi kullanmayı bilen ve kullanabilecek ortamı bulabilen insandır. Mutluluğu keşfetmenin ve elde etmenin önemli bir yolu da insanın kendisini tanımasından geçer, fakat bu yalnız başına yeterli bir şey değildir. Çünkü yaşama geçirdiğimiz her eylem ve düşünce dahi tüm canlılar ve cansızlar dünyasını etkiler. Bunun dışında başka birisinin küçük bir eylemi bile hayatımıza büyük tesirlerde bulunur. İşte bu yüzdendir ki, mutluluk kendi başına bir şey değildir. Pek çoğumuzun bildiği bir varsayım vardır: Afrika’da kanat çırpan bir kelebeğin okyanusta kasırga yaratacağına dairdir bu varsayım. Ancak onun iki yüzü vardır: Hem içsel hem de dışsal. Dışsal etkilerden mümkün olduğunca az yaralar almak bir parça elimizde. Nitekim Afrika’daki bir kelebeğin nasıl ve ne şekilde kanat çırptığından hiçbir şekilde haberimiz bile olmaz. -ALINTI- Mutluluk Bilimi(NASIL MUTLU OLURUZ?)